- revolution ve thq tarafından piyasaya sürülen bir adventure oyunu.
broken sword serisi 4 oyundan**** oluşur. oyunu george stobbart ve nico collard adlı 2 karakterin başından geçen abartılı hikayeler oluşturur. serinin ilk 2 oyunu mouse ile oynanır diğer ikisi 3 boyutludur ve controller ile oynamak en rahatıdır.
tüm macera oyunlarında olduğu gibi hikaye dikkatle takip edilmelidir. özellikle oyuncunun çözmesi gereken bulmacalar kabak tadı verebilir. böyle durumlarda oyuna ara verip daha sonra devam etmek o an göremediğiniz ama aslında gayet açık olan ipuçlarını görmek açısından önemlidir. sağdan soldan topladığınız nesneler çeşitli amaçlarla** mutlaka kullanılacaktır.
vurdulu kırdılı oyunlardan sıkılanlar için güzel bir alternatif.
- bir kere bitirdikten sonra bir kenara atılabiliritesi yüksek oyunlardan biridir.
- icon adventure oyunları arasında kült sayılan oyun serisi. fakat atlanmaması gereken şey, sadece serinin adı broken sword'dur, oyunların adı bu değildir.
serinin bu zamana kadar çıkmış oyunları sırasıyla şöyle;
(bkz: broken sword the shadow of the templars) 1996 çıkışlı
(bkz: broken sword the smoking mirror) 1997 çıkışlı
(bkz: broken sword the sleeping dragon) 2003 çıkışlı
(bkz: broken sword the angel of death) 2006 çıkışlı
- Oynaması en keyifli olan icon adventure oyunlarından. Yalnız "3D çıktı mertlik bozuldu" hesabı, ilk iki oyunun keyfini, daha gelişmiş teknolojileri ile sonraki oyunlar verememiştir. İlk oyun, Paris'te aylak aylak gezmekte olan Amerikalı turist Geroge Stobbartt'ın oturduğu cafe'de bir cinayet işlenmesi ve durumdan vazife çıkaran George'un, Fransız fıstığı muhabir kız Nicole ile işbirliği yaparak bu işin peşine düşmesi ile başlar. İşler öyle bir dallanıp budaklanır ki, İrlanda'dan İspanya'ya, haşhaşilerden tapınak şövalyelerine kadar bir sürü gizem girer işin içine. Elinizden bırakamayacağınız, başında saatler geçirebileceğiniz bir oyundur. Aynı biçimde ikinci oyunda da Mayaların gizemli medeniyetine dalar, çıkamazsınız. İlk oyunda kıçını kaldırmayıp habire masasının başında makale yazan Nicole, burda daha bir aksiyon insanı olmuştur, o açıdan ikinci oyunu daha çok sevmiştim ben. Bazen çok tatlı espriler yakalarsınız; özellikle konuştuğunuz kişiden bilgi alabilmek uğruna alâkasız bir nesneyi cebinizden çıkarıp sorduğunuz zamanlarda bu çok olur. (Mesela, ikinci oyunda köyün bilge adamına verilmesi gereken şey *den önce Nicole'un kırmızı tangasını ve rujunu vermeyi deneyin!) Gerçi bu espriler Monkey Island'dakilerin yanına pek yaklaşamaz, ama bu oyundaki macera tadı da Monkey Island'a beş basar. Monkey Island deyince, her iki oyunun da baş karakterleri * ceplerine her boy ve ebatta nesneleri sokabilmeleri ile ünlüdür! George bir seferinde taaa oyunun en başında bulduğu "tekila şişesinin içindeki solucan"ı dünyanın öbür ucuna taşımıştı, hey gidi...
Oynayınız, oynattırınız.
- İlkine takıp haftalarca playstation esiri olduğumu hatırlıyorum sonrakilerde aynı tadı bulamadım.
Vampircik - 2005 - 2015
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.
